SİTE İÇERİKLERİ SÜREKLİ GÜNCELLENMEKDEDİR-- EN YENİ KODLARI VE BİLGİLERİ BURADA BULACAKSINIZ TAKİP EDİN,,,,,,EXWEB,,

exweb

PROSTAT

PROSTAT İLTİHABI (PROSTATİT)

Prostat bezinde sperm kanalları bulunur. Bunlar çok uzun kanallardır. Başta E. coli adını verdiğimiz bakteri türü ve diğer bakteriler bu kanallara yerleşerek burada enfeksiyona neden olurlar. Vücut da bu duruma iltihap oluşturarak yanıt verir. Bir de idrar yolunda oluşan iltihap prostat bezine bulaşırsa prostat iltihabı oluşur. Bu hastalığın oluşması için mutlaka bakteri olması gerekmez. Bazı prostat türlerinde bakteri olmadan da prostat iltihabı oluşmaktadır. Prostat iltihabı cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri değildir. Çünkü prostatit bulaşıcı değildir. Ergenlik çağından sonra her yaşta ortaya çıkabilen bir durumdur. Mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Sinir hastalıklarına yol açabilir.

PROSTAT İLTİHABININ ÇEŞİTLERİ VE NEDENLERİ

1. Akut prostatit: Ani gelişir ve şiddetlidir.
2. Kronik prostatit: Sinsi seyreden bir durumdur ve daha az şiddetlidir.

Prostat bezinin iltihabına sıklıkla bakteriler neden olur. Bir çok mikrop prostat iltihabının oluşmasında etken rol oynar. İdrar yolunda yapılan bazı tıbbi müdahaleler sonucunda da oluşabilir. Prostat bezinin bir diğer nedeni ise kalın barsakta oluşan iltihaplar, makat bölgesindeki yaralar ve hatta bademcik iltihabıdır fakat bu çok zayıf bir olasılıktır. Kan dolaşımı sonucunda ortaya çıkan bir durumdur.

PROSTATIN BELİRTİLERİ VE HASTANIN ŞİKAYETLERİ

Akut ve kronik prostat iltihabındaki belirtiler birbirinden çok farklı olmasa da tedavileri ve bazı belirtileri farklı olduğundan bunları tek tek incelemekte fayda var.

1. Akut prostat iltihabı: Kronik prostat iltihabına göre çok daha az görülür. Şikayetler aniden ortaya çıkar ve belirtiler şiddetli bir şekilde seyreder. Hasta çok ağrı çeker ve gergin bir haldedir. İdrarını yaparken yanma hisseder ve idrarının tamamını yapmada güçlük çeker (yetersiz idrar kesesi boşaltımı). Vücutta mikrop fazladır. Ateş yükselmiştir ve titreme de görülür.
2. Kronik prostat iltihabı: Daha sık görülen bir durumdur. Sinsi seyreden bir hastalıktır, yavaş yavaş gelişir ve şiddeti akut prostatite göre daha azdır. Sık idrara çıkma isteği vardır. Yine idrarda yanma ve idrarı yaparken zorlanma görülür. Ateş fazla yükselmez. Cinsel isteksizlik görülür. Boşalma sırasında ağrı hissedilir. Bağırsaklarda gerilme hissi vardır. Bunların dışında yine makat bölgesinde, erkeklik hormonu olan testesteronun salgılandığı yer testislerde ağrı duyulur.

Bu prostat iltihaplarının yanında bakterilerin neden olmadığı iltihaplar da vardır. Bu durumda da idrar yaparken ve boşalırken ağrı, sık idrara çıkma peniste, testiste, idrar kesesinde ağrı vardır. Ayrıca bu belirtilerin sadece prostat iltihabında görülmediği bilinmelidir. Prostat bezinin etrafındaki kas ve sinirlerde sorun olduğunda da aynı belirtiler görülebilir.

PROSTAT İLTİHABI TEDAVİSİ NASILDIR?

Kronik prostat iltihabı tedavisinde genelde antibiyotik kullanılır. Ortalama 5 hafta boyunca bu antibiyotik tedavisi uygulanır. Hastalık tekrarlar ya da tedaviden sonuç çıkmazsa bu tedavi süresi uzatılabilir. Bunun yanında şişliği ortadan kaldırmak için ilaçlar verilir. Daha sonraları ise idrarın rahat yapılmasını sağlayacak ilaç tedavisi uygulanabilir. Çok nadir durumlarda ise ameliyat uygulanır. Tedavisi zor bir rahatsızlıktır. Antibiyotikler o bölgeye yeterince etki etmeyebilir.

Akut prostat iltihabı tedavisinde yoğun antibiyotik tedavisi uygulanır. Ölümcül olabilen bir durum olduğundan yoğun bir bakım gerekir. En az iki hafta süreyle uygulanır. İdrar yaparken zorlanan kişilere sonda takılabilir. Damar içi ilaç tedavisi de yapılabilir.

Hastanın hayatını olumsuz etkileyen bir durum olduğundan tedavi mutlaka yapılmalıdır. Çünkü çaresi olan bir hastalıktır. Tedavi sonucunda çok büyük aşamalar kaydedilir. En azından kontrol altında tutulur.

Hastaların şu durumları bilmesinde fayda vardır:

  • Cinsel ilişkiyi bırakmak gerekmez. Hasta ilişkine devam edebilir,
  •  
  • Hayatını prostat iltihabı olmadan önceki gibi devam ettirebilir,
  •  
  • Prostat kanseri oluşumuna neden olmaz,
  •  
  • Tanısı zor konulan bir hastalık olduğundan tanıyı doğru koymak önemlidir,
  •  
  • İlaçları belirtiler geçti diye bırakmamak gerekir.

PROSTAT KANSERİ NEDİR?

Vücudumuzda bulunan bütün hücreler belli bir düzende kontrol altında çoğalırlar ve kendini yenilerler. Bazı nedenlerden dolayı -bu nedenleri birazdan inceleyeceğiz- ise hücrelerin çoğalması kontrol edilemez. Bu kontrolsüz çoğalma sonucu oluşan hücreler birarada birikerek tümör oluştururlar. Tümör dediğimiz şey hücre topluluğudur. Tümörlerin bir kısmı çoğaldığı yerde kalır fakat bir kısmı ise dolaşımla daha başka organlara yayılırlar ve onları tahrip edebilir. İşte bu yayılan tümörlere kötü huylu tümör ya da "kanser" denir. Kanser hücreleri başka yere yerleşip orada çoğalma özelliğine sahiptir. Prostat ise bütün erkeklerde bulunan bir organdır. Erkekte meninin yapımından sorumludur. Bu bezde ortaya çıkan kansere prostat kanseri denir.

KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Erkeklerde en sık görülen iç organ kanseri prostattır. 50 yaşın üstündeki erkeklerde akciğer kanserinden sonra en çok öldüren kanser türüdür. 65-75 yaş arasında görülme ihtimali en fazladır ve yaşlı erkeklerin hastalığı diye de bilinir. Belirti vermeyen türü daha yaygındır ve 75 yaşından sonra bu türün görülme sıklığı yüzde 50'nin üzerindedir. Yaş ilerledikçe prostat kanseri riski artmaktadır. Çünkü yapılan araştırmalara göre 65 yaşın üzerindeki kişilerde görülme ihtimali fazladır.

PROSTAT KANSERİNİN NEDENLERİ

Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hormonların, genetik (aileden gelen) ve çevresel faktörlerin bu hastalığın oluşmasında sebepler olduğu düşünülmektedir. Ergenlikten önce ortaya çıkmadığı için ergenlikten sonra salgılanan hormonlar ve bu kanserin tedavisinde kullanılan hormonların (östrojen gibi) varlığı hormonların bu hastalık üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.

Prostat kanserli kişilerin birinci derecede akrabalarında da hastalık riskinin arttığı belirlenmiştir. Bu yüzden genetik faktörler de prostat kanserinden sorumlu tutulmaktadır. Amerikalı siyah ırkta, afrika kökenlilerde daha fazla görülür ve daha erken yaşta ortaya çıkar. Bu durumun sebebi henüz bilinmemektedir. Prostat kanserine neden olan genleri bulmak için hala çalışmalar devam etmektedir.

Belirli coğrafik yerlerde prostat kanserinin daha çok görülmesi çevresel faktörlerin de rol oynadığını düşündürmektedir. Özellikle İskandinav ülkelerinde daha çok görülür. Japonya ve bazı asya ülkelerinde daha az görülmektedir. Bu bölgelerden riskli bölgelere göç sonucu hastalık riski artmamış fakat sonraki nesilde arttığı görülmüştür. Bu da çevresel etkinin önemini göstermektedir. Hayvansal yağ içeriği yüksek olan besinlerle beslenmenin de hastalık riskinin arttırdığı düşünülmektedir.

PROSTAT KANSERİNİN BELİRTİLERİ

Hastalık sinsi seyreden ve yavaş gelişen bir durum olduğundan genelde hastalığın erken döneminde belirti vermez. Hastanın da pek şikayeti olmaz. Ama hastalık ilerledikten sonra -genelde idrar yolunun tıkanmasıyla ortaya çıkar- şu belirtiler görülür:

  • idrar yaparken zorlanma,
  • sık sık idrara çıkma ve gece bunun için uyanma,
  • idrarda kan görülmesi.

Bu yukarıdaki belirtiler prsotatın büyümesi sonucu ortaya çıkar. Tümör yayıldığında ise vücutta ağrı (genelde bel ağrısı) kilo kaybı gibi durumlar görülür.

PROSTAT KANSERİ TANISI NASIL KONUR?

PSA düzeyinin ölçülmesi, elle yapılan muayene, ultrason, röntgen, prostattan parça alarak prostat kanseri tanısı yapılır. PSA prostatta üretilen bir madde olduğundan bunun kanda olması gereken miktardan fazla olması tanı konmasında önemlidir. Normal değer 4 ng/dl ve bunun altıdır. Elle yapılan muayeneyle oluşmuş tümör varsa anlaşılır fakat bu yeterli bir yöntem değildir. Kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını anlamak için kemik filmi çekilir. Aynı durum akciğer için de geçerlidir. Ultrasonla kanser görülebilir ve nerelere yayıldığına, büyüklüğüne bakılır. Prostattan alınan parçayla mikroskobik olarak inceleme sonucu kanser tanısı konabilir.

PROSTAT KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Prostat kanseri erken tanısında tamamiyle tedavi edilebilen bir hastalıktır. Öncelikle uygun tedavi için tümörün incelenmesi gerekir. Kanserin yayılması incelenir. Tümörün nerelerde bulunduğuna bakılır. Tedavi yöntemlerinden biri ilaç tedavisidir. Kanser hücrelerini yok etmede kullanılan ilaçlarla yapılır. Ayrıca yapılan hormon tedavisi de ilerlemiş prostta kanserlerinde uygulanır. Östrojen hormonu verilir. Bir diğer tedavi şekli ışın tedavisidir. Radyoterapi denilen yöntemdir. Amaç kanser hücrelerini öldürmektir. Ameliyatla yapılan tedavi sonucu prostat bezi, tümörün yayıldığı organlar çıkarılır.

Ancak şunları unutmamak gerekir ki, herkes için aynı tedavi yapılmaz. Tedavideki amaç ömrü uzatmaktır. Hastalık çok ilerlerse tedaviyle hastalık sadece yavaşlatılabilir. Hemen tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Bu yüzden 50 yaşın üzerindekiler hastalığın taraması için doktor tarafından kontrol edilmelidir. Hastalık pek belirti vermediği için erken tanı konması çok önemlidir. Ayrıca tedaviler o kadar rahat ve yan etkisiz değildir. Mutlaka size en uygun tedavi seçilmelidir.

Bugün 9 ziyaretçi (47 klik) kişi burdaydı!
>
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol